HOŞGELDİN MORUq

MÜSLÜMCÜLER


...Türk entelektüeli de arabesk müzikle epey bir zamandır sürdürdüğü dirsek temasını artık alenen dile getirmekten çekinmiyor. Son itiraf akademisyen yazar Hasan Bülent Kahraman’dan geldi. Varlık Dergisi’nde güncelerini yayımlıyor Kahraman, “Anlar/Zamanlar” başlığıyla. 16 Ocak 2010 tarihli güncede gittiği Müslüm Gürses konserini anlatmış. İşte önemli bir Türk entelektüelinin arabeskle dansını dile getidiği o içten cümleleri:

“BABA DİYE BAĞIRDIM”

“Dün gece Müslüm Gürses’in konserine gittim. Tam sahnenin yanında durdum. Benden beklenmesi bir yana, kendimden bile beklemediğim bir şey yapıp ‘Baba’ diye bağırdım. Sahnede yaşlı, yorgun bir adam. Dalgın. Belki malûm dedikodular nedeniyle. Ama sıradışı olduğu kesin. Konuşması karakteristik. Okuması da. Unutuyor sözleri. Ama ne fark eder? Onu Türkiye’nin en önemli caz sanatçılarından birisi sayıyorum. Nedir caz sanatçısı? Ella veya Armstrong ya da Billy Holliday ne söylediyse dinleyenler o parçayı ‘o’ kişinin söylediğini anladı. Bu, sesin özelliğiydi. Her parçayı da bu cazcılar kendi kurdukları tipiklik içinde okudular. Bizde Müzeyyen Senar böyleydi, bir ara Muazzez Abacı bunu denedi ama repertuarları bir tek alanla sınırlıydı. Şimdi Müslüm Baba öyle... Sesini duyanlar bu odur diyor ve her şeyi kendisine özgü bir tarzda söylüyor. Başka bir caz tarifi bilen var mı?
Sahnenin kıyısında durdum. Herkes parça istiyordu. ‘Mektebin Bacaları’ diye bağırdım. Pat! Okumaya başladı. Sazlar bilmiyordu. Sadece darbukalar eşlik etti. Müthiş! Bitirince ‘bu türküyü de ilk defa okudum’ dedi.
Biraz geçti. Ben gene kıyıdayım. ‘Rüzgâr söylüyor şimdi o yerde bizim eski şarkımızı’ dedim. Birden tipik hareketini yapıp başını eğdi, biraz hayret biraz kabul ifadesiyle. ‘Türk müziğinin abide bir parçası’ dedi. Sazlara ‘var mı?’ diye sordu. Güftenin devamını söylemek istedi, hatırlayamadı. Ben söyledim. Gene kalender ve mağrur başını eğip tekrarladı. Sazlar muhayyer kürdiye girdiler. Mucize. Büyük bir zevk ve tatla dinledim. Üstüne bir şey çekemezdim, çıkalım dedim. O sırada o birisinin istediği bir parça üstüne ‘evlat sen de bizim gibi yürekten vurgunsun galiba, eyvah? eyvah? eyvah?’ diyordu. Vurgunuyla yaşayan bir adam? Daha şık bir şey olabilir mi? Balıkpazarı, ‘sosyete’ müzikholü, Müslüm Baba ve Meyhane Gecesi: İstanbul! Müslüm Gürses’in entelektüel camiayla kaynaşmasında Murathan Mungan’ın çabalarını da gözardı etmemek gerek tabii ki.


Dünya Müslümcüler Günü 2010

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol